Vasi Nedir?
Ergin bir kişi hakkında, Türk Medeni Kanununda belirtilen nedenlerden dolayı kısıtlanma kararı verilebilir. Kısıtlanma nedenlerini şu yazımızdan okuyabilirsiniz. Kısıtlanma kararı verilen bu ergin kişiye, bu kişinin yasal temsilcisi olarak bir vasi atanır. Bir ergin kişiye vasi atanabilmesi için, bu kişinin kısıtlanması gerekir. Ancak, bazı durumlarda hakim, kısıtlanma kararı verilen ergin kişilerin, anne ve babasının velayeti altında bırakılmasına da karar verebilir.
Vasi Nasıl Atanır?
1-) Vasi Olarak Atanacak Kişide Hangi Özellikler Bulunmalıdır?
A-) Gerekli Ehliyete Sahip Olma
Vasi olarak atanacak kişinin; ergin ve ayırt etme gücüne sahip; ancak kısıtlı olmaması gerekir. Tam ehliyetli olmayan bir kişiye, bu görev verilmez.
B-) Vasiliğe Engel Bir Durumun Olmaması
Türk Medeni Kanununun 418. maddesinde vasiliğe engel olan haller sayılmıştır. Aşağıda belirtilen kişiler vasilik yapamaz:
- Kısıtlılar,
- Kamu hizmetlerinden yasaklı olanlar veya haysiyetsiz bir yaşam sürenler,
- Menfaati, vasi olarak atanacağı kişinin menfaati ile çatışanlar veya bu kişiyle aralarında düşmanlık olanlar,
- İlgili vesayet dairesi hakimleri.
2-) Hakim, Vasi Ataması Yaparken Hangi Hususları Göz Önünde Bulundurur?
Haklı nedenler bulunmadıkça, vesayet makamı olan sulh hukuk hakimi, öncelikle, vesayet altına alınacak kişinin eşini ya da yakın hısımlarından birini vasilik koşullarını taşımaları şartıyla bu göreve atar. Bu atama yapılırken, yerleşim yerinin yakınlığı ve kişisel ilişkiler göz önünde bulundurulur (TMK m. 414).
Yine haklı nedenler bulunmadıkça, vasiliğe, vesayet altında bırakılacak kişinin veya anne ve babasının gösterdiği kişi atanır (TMK m. 415).
3-) Vasilik Görevini Kabul Etmek Zorunlu Mudur?
Vesayet altına alınan kişiyle aynı yerleşim yerinde oturan kişilerden vasi olarak atananlar, bu görevi kabul etmek zorundadır. Ancak, bazı hallerde bu kişiler, vasilik görevini kabul etmek zorunda değildir. Bu haller şunlardır (TMK m. 417).
- 60 yaşını doldurmuş kişiler,
- Bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları nedeniyle, bu görevi yaparken güçlük çekecek kişiler,
- 4’ten fazla çocuğun velisi olan kişiler,
- Üzerinde, hali hazırda başka bir vasilik görevi olan kişiler,
- Cumhurbaşkanı, TBMM ve Bakanlar Kurulu üyeleri, hakim ve savcılar.
4-) Vasi Atanırken Nasıl Bir Usul İzlenir?
A-) Vasilik Görevi Kim Tarafından Verilir?
Vasilik görevi, vesayet alınacak kişinin ikametgahının bulunduğu sulh hukuk mahkemesi tarafından verilir. Bu atama gecikmeksizin yapılır. Bazı durumlarda; örneğin vesayet altına alınacak kişinin malları fazla ise, birden fazla kişiye de vasilik görevi verilebilir. Bu takdirde, vasilerin birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı hareket edeceğine hakim karar verir (TMK m. 413/2). Ancak, bu kişilerin görevi birlikte yürütmelerine rızaları yoksa, birlikte görev yapmalarına karar verilemez.
B-) Vasilikten Kaçınma Süresi Ne Kadardır?
Hakkında verilen atama kararı vasiye hemen tebliğ edilir. Vasiliğe tayin edilen kişi, bu durumun kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 10 gün içinde vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir. Ayrıca, bu konuyla ilgili olan herkes de, vasinin atandığını öğrendikleri tarihten itibaren 10 gün içinde, bu atamanın yasaya aykırı olduğunu ileri sürebilir. Vesayet makamı, bu talepleri yerinde bulursa, vasilik görevine bir başka kişiyi tayin eder. Ancak, yerinde bulmazsa, kararını ve bu konudaki görüşünü, incelenmek üzere denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine bildirir (TMK m. 422).
Yine, vasiliğe atanan kişi görevden alınırsa, vesayet makamı tarafından başka bir kişi vasiliğe atanır. Ancak, vasilikten kaçınan veya atamasına itiraz edilen vasiliğe atanan kişi, yerine yeni bir atama yapılıncaya kadar görevini sürdürür (TMK m. 423).
Vasinin Görevleri Nelerdir?
Vasinin görevleri, Türk Medeni Kanununun bazı maddelerinde belirtilmiştir. Bu görevler şunlardır:
- Vesayet altına alınan kişinin malvarlığının defterine tutmak (TMK m. 438)
- Kıymetli evrak, değerli eşya veya önemli belge gibi şeyleri saklamak (TMK m.439)
- Yatırımları, güvenli yatırımlar haline getirmek (TMK m. 442)
- Vesayet altına alınan kişinin menfaati gerektiriyorsa, değerli olanlar dışındaki taşınır malları hakimin talimatı üzerine satmak
- Vesayet altına kişinin malvarlığının yönetimi için gerekli olmayan paraları, faiz geliri getirmesi için, vesayet makamının uygun göreceği bir milli bankaya yatırmak (TMK m. 441)
- Ticari işletmelerin işletilmesinin devamı ya da tasfiyesi için talimat vermek (TMK 443)
- Vesayet makamının talimatı uyarınca ve ancak vesayet altındaki kişinin menfaati gerektiriyorsa, vesayet altındaki kişiye ait taşınmazları satmak
- Vesayet altına alınan kişi küçük ise; ona bakmak, onu korumak ve yetiştirmek (TMK m. 445)
- Vesayet altına alınan kişi kısıtlı ise; onu korumak, ona kişisel işlerinde yardımcı olmak ve gerektiği takdirde onun bir kuruma yerleştirilmesini sağlamak (TMK m. 447)
- Yönetimle ilgili hesabı tutmak ve yılda 1 defa vesayet makamına hesap vermektir.
Vesayet Dairelerinin Görevleri Nelerdir?
Vesayetle ilgili tüm işlemler, vesayet altına alınan kişinin ikametgahında yürütülür. Vesayet altına kişinin ikametgahı, kural olarak vesayet makamının bulunduğu yerdir (TMK m. 411). Vesayet altında bulunan kişi, vesayet makamından izin almadıkça yerleşim yerini değiştiremez.
Sulh hukuk mahkemesi, vasinin işlemlerine karşı yapılan itiraz ve şikayetleri inceler. Vesayet altına alınan kişinin bazı işlemleri için vasiye izin verir (TMK m. 462).
1-) Hangi İşlemler İçin Vesayet Makamından (Sulh Hukuk Mahkemesi) İzin Alınması Gerekir?
Aşağıdaki hallerde vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin izni gerekir (TMK m. 462). Vasi, bu işlemleri yapmadan önce vesayet makamından izin almak zorundadır. Bu işlemler şunlardır:
- Taşınmazların alımı, satımı veya rehin edilmesi ve bunlar üzerinde başkaca bir ayni hak kurulması,
- Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçlarından olmayan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri veya rehin edilmesi,
- Olağan yönetim sınırları içerisinde olmayan yapı işleri,
- Ödünç verme veya alma,
- Kambiyo taahhüdü verme,
- 1 yıl veya daha uzun süreli olan ürün ve 3 yıl veya daha uzun süreli olan taşınmaz kirası sözleşmeleri yapma,
- Vesayet altında bulunan kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması,
- Acil durumlarda vasinin geçici önlemler alma yetkisi hariç olmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim veya konkordato yapılması,
- Mal rejimi sözleşmesi, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmelerinin yapılması,
- Borç ödemeden aciz beyanı verme,
- Vesayet altında bulunan kişi hakkında hayat sigortası yaptırılması,
- Çıraklık sözleşmesinin yapılması,
- Vesayet altında olan kişinin bir bakım, eğitim veya sağlık kuruluşuna yerleştirilmesi,
- Vesayet altında olan kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi.
2-) Hangi İşlemler İçin Hem Vesayet Makamından (Sulh Hukuk Mahkemesi) Hem de Denetim Makamından (Asliye Hukuk Mahkemesi) İzin Alınması Gerekir?
Aşağıdaki hallerde hem vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin hem de denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesinin izni gerekir (TMK m. 463). Vasi, bu işlemleri yapmadan önce her ikisinden de izin almak zorundadır. Bu işlemler şunlardır:
- Vesayet altında bulunan kişinin evlat edinmesi veya evlat edinilmesi,
- Vesayet altında bulunan kişinin vatandaşlığa girmesi veya çıkması,
- Bir işletmenin devralınması veya tasfiye edilmesi, kişisel sorumluluğa neden olacak bir ortaklığa girilmesi veya önemli miktarda bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması,
- Ömür boyu aylık veya gelir bağlama ya da ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapma,
- Mirasın kabul edilmesi, reddedilmesi ya da miras sözleşmesinin yapılması,
- Küçük çocuğun ergin kılınması,
- Vesayet altında bulunan kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması.
Vasinin Sorumluluğu Var Mıdır?
Vasi, görevini yaparken kusurlu davranışlarıyla vesayet altında olan kişiye bir zarar verirse, bundan sorumlu olur (TMK m. 467).
Vasinin Görevi Hangi Hallerde Sona Erer?
Vasi olarak atanan kişinin görevi aşağıda belirtilen hallerde sona erer:
- Vasinin ölmesi,
- Vasinin fiil ehliyetini kaybetmesi,
- Vasinin görevden alınması,
- Veya vasi olan kişide, vasiliğe engel bir halin ortaya çıkmasıdır.