- Pzts - Pzr: 08:00 - 18:30
Aile; içinde yaşadığımız toplumun temelidir ve toplumun en küçük yapı taşıdır. Aile hukuku ise aile birliğinin sağlıklı ve mutlu bir şekilde devam etmesi için düzenlenen bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, aile içinde meydana gelebilecek her türlü sorunda devreye giren kurallardan oluşur. Bir kişinin evlenmesi, çocuklarının doğması, çocuklarının ve eşinin bakımın üstlenmesi, çocukların eğitimi, aile birliğinin sona ermesi ve bunun sonuçları gibi konular, Aile Hukuku’nun en önemli konuları arasındadır.
Aile birliğinin, geçici bir birlik olmadığını ifade eder. Aile birliğinin, üçüncü kişilerce de bilinmesi gerekir. Aile, dışarıya karşı tek bir isimle tanınmalıdır. Kadının, kocasının soyadını almasının nedeni budur.
Aile birliği, kısa vadeli hevesler için değil, temeli sürekliliğe dayalı ve bir ömür boyu devam etmesi gereken bir birliktir. Aile birliği sadece karşılıklı anlaşma ile sona erdirilemez. Kanunda belirtilen durumlar gerçekleştikten sonra, hakim kararıyla sona erebilir.
Türk Medeni Kanunu’nda, zayıfları koruyucu bazı hükümler düzenlenmiştir. Çocukların korunmasına yönelik düzenlemeler buna örnektir.
Borçlar Hukuku’nun temelinin oluşturan irade özgürlüğü, Aile Hukuku’nda geçerli değildir.
Türk Medeni Kanunu’nda, kadın erkek eşitliğine dayalı düzenlemelere yer verilmiştir. Eski Medeni Kanun’un aksine, Türk Medeni Kanunu’nda eşitliği bozucu hükümlere yer verilmemiştir.
Aileyi meydana getiren kişilerin birbirlerine karşı bazı hak ve ödevleri bulunmaktadır. Toplumların temel taşı olan aile kurumu, zaman zaman pek çok sorunla karşılaşmaktadır. Ailenin içinde meydana gelen sorunlar, toplumun genelini etkileyen bazı olumsuzluklara da yol açmaktadır. Çocuklara ve kadınlara şiddetin artması, bu alanda, yeni düzenlemeler ortaya çıkarılmasını ve farklı uygulamalar geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Son dönemlerde ise, eşleri tarafından öldürülen ya da yaralanan kadınların sayısının arttığı su götürmez bir gerçektir. Güçlü ve sağlıklı ailelerin oluşturulmasında bu alanda yapılan düzenlemelerin önemi yadsınamaz.
Bu nedenle, eşine şiddet uygulayan eşe karşı uzaklaştırma kararı alınabilmektedir. Ancak uzaklaştırma kararları, sonrası için intikam alma duygusunu da meydana getirebilir. Bu risk nedeniyle, aile mahkemesi hakimlerinin daha dikkatli bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir. Şiddet, hem kadını hem diğer aile bireylerini, hem de toplumun genelini güçsüzleştiren bir faktördür. Aile bireyleri arasındaki sorunların, yasal yollarla çözüme kavuşturulması tercih edilmesi gereken yoldur. Bu nedenle, aile hukuku alanında düzenlenen kurallar çok büyük önem arz etmektedir.
Türk hukukunda, aile bireyleri arasında oluşan anlaşmazlıklardan kaynaklanan davalarda Aile Mahkemeleri görevlidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde, asliye hukuk mahkemeleri, aile mahkemesi sıfatıyla aile hukuku alanında kaynaklanan uyuşmazlıkları çözümlemeye yetkilidir.
Aile hukuku uyuşmazlıkları, Türk Medeni Kanunu, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile ilgili bazı yönetmelikler uyarınca çözüme kavuşturulur. Aile Mahkemelerinin verdiği istinafa ve temyize tabi kararlar, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay’ın ilgili daireleri tarafından denetlenmektedir.
Aile hukuku, düzenlediği ve içine aldığı konular itibariyle geniş bir hukuk dalıdır. Bu nedenle, bu alanda alanında uzman bir avukatın yardımından faydalanmak büyük önem arz eder. Avukat Özden KELEŞ, bu alanda görev yapmaktadır. Bunların belli başlıları şöyledir:
Bizi 7/24 Arayabilirsiniz
Whatsapp'tan yazın